-
1 ifşa etmek
2) (duyurmak) ахэIон/ яхэIуэн; ахиIуагъ/ яхиIуащ: ifşa etmek etti; ахеIо/ яхеIуэр: ifşa etmek ediyor -
2 ifşa etmek
v. disclose, reveal, divulge -
3 ifşa\ etmek
облича́ть разоблача́ть -
4 ifşa etmek
шъэфыр къэIотэн, къэгъэлъэгъон -
5 ifşa etmek
to disclose, to reveal, to expose -
6 ifşa
ifşa <-ı> s1) Enthüllung f, Offenbarung f\ifşa etmek enthüllen, offenbaren2) Preisgabe f, Verrat mbir sırrı \ifşa etmek ein Geheimnis verraten -
7 ifşa
-i ifşa etmek verbreiten; verraten, preisgeben A -
8 ifşa
-ıразглаше́ние, преда́ние гла́сности, раскры́тие (тайны, секрета и т. п.)ifşa etmek — разглаша́ть, предава́ть огла́ске, раскрыва́ть (тайну, секрет и т. п.)
-
9 ifşa
,-aı disclosure, divulgence, revelation. - etmek /ı/ to disclose, divulge, reveal. -
10 açıklamak
-
11 anlatmak
3) (birineanlatmak; anlattı; anlatıyor) гурыгъэIон/ гурыгъэIуэн; гуригъэIуагъ/ гуригъэIуащ; гурегъаIо/ гурегъаIуэ5) (biri birilerine anlatmak) афэIотэн/ яхуэIуэтэн (афэсIотагъ/ яхуэсIуэтащ: ben onu onlara anlattım; афэсэIуатэ/ яхузоIуатэ: ben onu onlara anlatıyorum; афэпIотагъ/ яхуэпIуэтащ: sen onu onlara anlattın; афэоIуатэ/ яхубоIуатэ: sen onu onlara anlatıyorsun; афиIуэтагъ/ яхуиIуэтащ: o onu onlara anlattı; афеIуатэ/ яхуеIуатэ: o onu onlara anlatıyor; афэтIотагъ/ яхуэтIуэтащ: biz onu onlara anlattık; афэтэIуатэ/ яхудоIуатэ: biz onu onlara anlatıyoruz; афэшъуIотагъ/ яхуэфIуэтащ: siz onu onlara anlattınız; афэшъоIуатэ/ яхувоIуатэ: siz onu onlara anlatıyorsunuz; афаIуэтагъ/ яхуаIуэтащ: onlar onu onlara anlattılar; афаIуатэ/ яхуаIуатэ: onlar onu onlara anlatıyorlar)6) (biri birinin anlamasını sağlamak/birine kavratmak, hissettirmek, çıtlatmak) зэхегъэшIыкIын/ зэхегъэщIыкIын (зэхырегъэшIыкIы/ зэхрегъэщIыкI); (зэхысигъэшIыкIыгъ/ зэхызигъэщIыкIащ: o bana anlatmak, anlamamı sağladı, kavrattı, bana hissettirdi, çıtlattı), зэхыуигъэшIыкIыгъ/ зэхыуигъэщIыкIащ: o sana anlatmak; зэхыригъэшIыкIыгъ/ зэхыригъэщIыкIащ: o ona anlatmak; зэхытигъэшIыкIыгъ/ зэхыдигъэщIыкIащ: o bize anlatmak; зэхышъуигъэшIыкIыгъ/ зэхывигъэщIыкIащ: o size anlatmak; зэхаригъэшIыкIыгъ/ зэхаригъэщIыкIащ: o onlara anlatmak)7) (biri kendisine anlatmak) къыфэIотэн/ къыхуэIуэтэн (къысфиIотагъ/ къысхуиIуэтащ: o bana anlattı; къысфеIуатэ/ къысхуеIуатэ: o bana anlatıyor;къыпфиIотагъ/къыпхуиIуэтащ, ныпхуиIуэтащ: o sana anlattı; къыпфеIуатэ/къыпхуеIуатэ, ныпхуеIуатэ: o sana anlatıyor; фиIотагъ/ хуиIуэтащ, къыфиIотагъ/къыхуиIуэтащ, ныхуиIуэтащ: o ona anlattı; феIуатэ/ хуеIуатэ, къыфеIуатэ/ къыхуеIуатэ, ныхуеIуатэ: o ona anlatıyor; къытфиIотагъ/ къытхуиIуэтащ: o bize anlattı; къытфеIуатэ/ къытхуеIуатэ: o bize anlatıyor; къышъуфиIотагъ/къыфхуиIуэтащ, ныфхуиIуэтащ: size anlattı; къышъуфеIуатэ/къыфхуеIуатэ, ныфхуеIуатэ: size anlatıyor; яфиIотагъ/ яхуиIуэтащ, къафиIотагъ/ къахуиIуэтащ: onlara anlattı; яфеIуатэ/ яхуеIуатэ, къафеIуатэ/ къахуеIуатэ: onlara anlatıyor)8) (birileri bana/sana beriye doğruanlatmak) къыфаIотэн/ къыхуаIуэтэн (къыфаIуатэ/ къыхуаIуатэ); (къысфаIотагъ/ къысхуаIуэтащ: bana anlattılar; къысфаIуатэ/ къысхуаIуатэ: bana anlatıyorlar; къыпфаIотагъ/ къыпхуаIуэтащ: sana anlattılar; къыпфаIуатэ/къыпхуаIуатэ: sana anlatıyorlar; къыфаIотагъ/ къыхуаIуэтащ: ona anlattılar; къыфаIуатэ/ къыхуаIуатэ: ona anlatıyorlar; къытфаIотагъ/ къытхуаIуэтащ: bize anlattılar; къытфаIуатэ/ къытхуаIуатэ: bize anlatıyorlar; къышъуфаIотагъ/ къыфхуаIуэтащ: size anlattılar; къышъуфаIуатэ/ къыфхуаIуатэ: size anlatıyorlar; къафаIотагъ/ къахуаIуэтащ: onlara anlattılar; къафаIуатэ/ къахуаIуатэ: onlara anlatıyorlar)9) (birileri birilerine öteye doğruanlatmak) афаIотэн/ яхуаIуэтэн (афаIотагъ/ яхуаIуэтащ: onlar onu onlara anlattılar; афаIуатэ/ яхуаIуатэ: onlar onu onlara anlatıyorlar)10) (birilerinin anlamalarını sağlamak) зэхягъэшIыкIын/ зэхайгъэщIыкIын (зэхарегъэшIыкIы/ зэхарегъэщIыкI)11) (birine anlatmak) фэIотэн/ хуэIуэтэн (фэсIотагъ/ хуэсIуэтащ: ben ona anlattım; фэсэIуатэ/ хузоIуатэ: ben ona anlatıyorum; фэпIотагъ/ хуэпIуэтащ: sen ona anlattın; фэоIуатэ/ хубоIуатэ: sen ona anlatıyorsun; фиIуэтагъ/ хуиIуэтащ: o ona anlattı; феIуатэ/ хуеIуатэ: o ona anlatıyor; фэтIотагъ/ хуэтIуэтащ: biz ona anlattık; фэтэIуатэ/ худоIуатэ: biz ona anlatıyoruz; фэшъуIотагъ / хуэфIуэтащ: siz ona anlattınız; фэшъоIуатэ/ хувоIуатэ: siz ona anlatıyoruzsunuz; фаIуэтагъ/ хуаIуэтащ: onlar ona anlattı; фаIуатэ/ хуаIуатэ: onlar ona anlatıyor)13) (birinin anlamasını sağlamak, birine kavratmak, hissettirmek, çıtlatmak) зэхегъэшIыкIын/ зэхегъэщIыкIын (зэхырегъэшIыкIы/ зэхырегъэщIыкI); (зэхезгъэшIыкIыгъ/ зэхезгъэщIыкIащ: ben onu ona anlattım/kavrattım/hissettirdim/ çıtlattım; зэхебгъэшIыкIыгъ/ зэхебгъэщIыкIащ: sen onu ona anlatmak; зэхыригъэшIыкIыгъ/ зэхригъэщIыкIащ: o onu ona anlatmak; зэхедгъэшIыкIыгъ/ зэхедгъэщIыкIащ: biz onu ona anlatmak; зэхежъугъэшIыкIыгъ/ зэхевгъэщIыкIащ: siz onu ona anlatmak; зэхырагъэшIыкIыгъ/ зэхрагъэщIыкIащ: onlar onu ona anlatmak;14) (ifşa etmek) Iуэтэн/Iотэн; (ыIотагъ/ иIуэтащ: anlattı; anlatmak etti; EIУАТЭ: anlatıyor; anlatmak ediyor); хэIу-щIыIу щIын; (anlatmakищIащ/anlatmakещI)
См. также в других словарях:
ifşa etmek — gizli bir şeyi ortaya dökmek, açığa vurmak, yaymak, ilan etmek, afişe etmek, reklam etmek Sırrı ifşa etmediyse ne yapmışlar? R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
ifşa — is., Ar. ifşāˀ Gizli bir şeyi açığa çıkarma, yayma Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ifşa etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ifşâ — (A.) [ ﺎﺸﻓا ] açığa vurma. ♦ ifşâ edilmek açığa vurulmak. ♦ ifşâ etmek açığa vurmak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
reklam etmek — herhangi bir kimseyi veya olayı, durumu açığa vurmak, ilan etmek, afişe etmek, ifşa etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
NESS — İfşa etmek, açıklamak. * Gayret ve hamiyyet etmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
sıpıtmak — ifşa etmek, abuk sabuk konuşmak … Beypazari ağzindan sözcükler
açıklamak — i 1) Bir konuyla ilgili gerekli bilgileri vermek, izah etmek, afişe etmek 2) Bir sorunla ilgili aydınlatıcı bilgi vermek, tavzih etmek Bakan, bu konuda düşüncelerini açıkladı. 3) Bir sözün, bir yazının ne anlatmak istediğini belirtmek, yorumlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük